Overblog
Editer l'article Suivre ce blog Administration + Créer mon blog
12 octobre 2016 3 12 /10 /octobre /2016 03:03

 

Altı yaşındayken 1943 yılında babasının ölümünde kral olan Bulgaristan II. Simeon birkaç gün İstanbul'daydı Türkçe versiyonu olan anıların yayını için, çok özel kaderi olan bu adamla buluşma fırsatı.

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon İstanbul'da

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon İstanbul'da

N.R. : Majeste, Sofya’dan ann­eniz, kız kardeşiniz ve bir teyzenizle ayrıldınız İstanbul'a gelmek için. Sirkeci tren istasyonuna 17 Eylül 1946 tarihinde sabah vardınız ve aynı akşam İskenderiye’ye devam ettiniz ve orada 1951 yılına kadar yaşadınız İspanya'ya yerleşmeden önce. 50 sene sürgünden sonra 25 Mayıs 1996 tarihinde Bulgaristan'a dönüşünüzden beri, Türkiye'ye tekrar geldiniz mi ve sizin için İstanbul ne temsil ediyor ?

 

II. Simeon Bulgaristan Kralı : Hayır, çok defa geldim, birinci sefer 1967-68'e doğru ama Bulgaristan’a döndükten sonra, çoğu defa. İstanbul her zaman bir başkent oldu, zaten Bulgarca ona kral şehri – tsarigrad – diyoruz, anlamlıdır! Onun geçmiş farklı imparatorluklarda, Romalı, Bizanslı, Osmanlı, ona bir başkent rolü verdi ve kültür anlamında ona gelmek her zaman bir haç yolu oldu benim için.

 

Burada dostlarım dışında, kaçınılmaz şekilde İstanbul'da geçen tarihi hakkında çok okuduğum için, burası ile çok çok güçlü bir bağlantı var. Annem, sürgün olunca, oldukça sık sık buraya geliyordu çünkü imparatorluğun ailesinden ve Mısır'dan Türk dostları vardı. Her zaman : “Bak, burası second place ! Bulgaristan'a gidemiyorum ama burası ülkeyi, âdetleri o kadar bana hatırlatıyor.” derdi. Öyle bir nostalji gibi buraya gelirdi, bunu sizi gösteriyor ne kadar benzeşim var bu iki komşular arasında. Açık havalarda, Karadeniz sahile gidiyordu Bulgaristan'a bakmak için... Garip nasıl bu şeyler kalıyor...

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon

N.R. : Sébastien de Courtois katılımıyla yazdığınız anılarınız 2014 yıl sonunda Fransızca Flammarion kitapevinde yayınlandı ve Türkçe Yapı Kredi yayınlarında yeni çıktı. Hangi başka versiyonları var ya gelecek ve bu Fransız ve Türk baskılarına ne önem veriyorsunuz ?

 

II. Simeon Bulgaristan Kralı : İlk Bulgar versiyonu Fransızcadan iki hafta önce çıktı. Notlar, kayıtlar ve pek çok belgelerim vardı, bunları topladık bir anlatma çıkartmak için. Kitap Haziran 2016 yılında İspanyolca da çıktı bu ülkeye bağlılığımdan dolayı ve bir İngilizce versiyonu umuyoruz 2017 için.

 

Fransız dili benim için o kadar önemlidir, ben Fransız lisesinden mezunum, benim 5 çocuklarım gibi zaten. Bu anlatma onlara vakfedildi ve torunlarıma da, köklerini daha iyi bilsinler ve onlarla büyüsün diye.

 

Ülkemin ön komünist geçmiş ile bir birleşme çizgisi bana rağmen olduğum için, 70 sene politik hayatımdan sonra devretmek gerekiyordu. O kadar defa fark ettim ki insanlar seçici şekilde yazıyor ve kolaylık her zaman sansasyonel tarafına dönüyor. Ama tarihi sadece kazananlara bırakırsak, yetmiyor. O yüzden canlı hatıralarım ile göstermek istedim, bu “ben”i öne çıkarmak o kadar zor olsa bile çünkü düşünüyorum ki yalnız hiç bir şey değiliz, hayat buluşmalar ve tesadüflerden ibarettir.

 

Tarih hakkında çok okuyarak, fark ettim ki bir kişinin hayatı ölümünden sonra çok defa manipüle edildi ve bu tahminler ya da söylentiler üzerinde kişilerin yargılanma alışkanlığını bozmak istedim, ne yazdıkları ya da kendi yaptıkları daha iyidir.

 

Bu Türkçe yayından da çok mutluyum, bu önemli komşu ülkeden her zaman beni çok ilgilendirdi ve ona çok yakın hissettiğim için.

25 Mayıs 1996 tarihinde Sofia'ya görkemli dönüş Bulgaristan'ın son Krallı II. Simeon için

25 Mayıs 1996 tarihinde Sofia'ya görkemli dönüş Bulgaristan'ın son Krallı II. Simeon için


N.R. : Bulgaristan'da, önemli bir Türk minoritesi bugün var, hele komünist zamanında mecburi göçmelerden. Bulgaristan'dan ve Türkiye'den Türkler iki komşu arasında bir köprü rolü oynayabilirler mi size göre ?

 

II. Simeon Bulgaristan Kralı : İstatistiklere göre, bizde % 8 türkofonlar var. Bu bağ gerçektir ve yüzyıllardır var. Bulgaristan Türkiye'den Avrupa'ya direkt ve fiziksel yolun üstündedir, öyle pratik ve jeografik sebebi var. Bizde de Türk yatırımlar var ve o halde, ne olursa olsun bir köprü var.

 

Türk kökenli topluluğumuz – azınlık ismini sevmiyorum – özellikle bir köprü olarak kendisi hissetmiyor bence. Bağları var ama aslında, kendilerini çok yerli hissediyorlar diye düşünüyorum çünkü onlar yüzyıllardan beri oradadır, 16. Yüz yılında Anadolu’dan gelmişler. Ama aynı zamanda bir bağlantı var eminim. Zaten, Türkiye'de oturan ve Türk kökeni olan çok Bulgarlar var ve ara sıra memlekete geri geliyorlar; bazen seçimlerde oy verebilirler, demek ki zaten bir ortakyaşama var.

II. Simeon Bulgaristan Kralı

II. Simeon Bulgaristan Kralı

N.R. : Plovdiv şehri için çok özel bir bağlılığım var çünkü Mevlâna hakkında orda 2012 yılında ilk kültürel etkinliğimi yaptım ve inşallah 2019 yılında Plovdiv Avrupa Kültürel Başkenti olunca yeni bir tane daha büyük yapmaya düşünüyorum. O yıl için bugünkü Bulgarlar ve Plovdiv'e gelecek yabancılar belki bilmedikleri Bulgaristan’ın tarihinin bir parçası 1908-1946 arasında krallık olduğunu tanıtmak için bir projeniz var mı ?

 

II. Simeon Bulgaristan Kralı : Plovdiv çok güzel bir şehirdir, özellikle 18 YY sonundan ve 19 Y. Yıldan Osmanlı mimarlığı bir damgası var ve çok özel bir niteliği veriyor. Plovdiv 2019 yılında evet Avrupa Kültür Başkenti olacak, çok gurur duyuyoruz ve bu seçimi iki ellimle destekliyorum. Plovdiv Belediye başkanı çok enerjik ve becerikli bir insandır ve bu çelençi kaldıracak.

 

Sofia'daki büromda muhteşem bir dönen derviş heykelim var ve ona sık sık bakıyorum. Haklar ve Özgürlükler Partisinin Türk asılı Bulgar eski şefi Ahmet Doğan'ın bir hediyesidir.

 

Açıkçası, 2019 için şu anda projem yok ve yaşıma göre, çok fazla uzun vadesi olan yapmamak lazım (gülme) ama bizdeki komisyon ile bakmam lazım.

 

Bulgaristan krallık dönemine gelince, bir yaş grubu için, tarih öncesidir (gülme) !

Bulgaristan'da Plovdiv şehirinde Bölgesel Etnografik müzesi

Bulgaristan'da Plovdiv şehirinde Bölgesel Etnografik müzesi

N.R. : Türkiye'de Osmanlı dönemi konusunda, gerçekten her gün daha büyük bir çekiciliği var. Sultan Süleyman hakkında çok farklı dillerde de yayınlanmış televizyon dizisi sayesinde gördük. Fikriniz var mı nasıl bu tarih süresi bugünkü Bulgarlar tarafından hissedilmiş ?


 

II. Simeon Bulgaristan Kralı : Çok çeşitlidir diyebilirim ama çok yakın zamanda, Parlamentoda bir tartışma oldu yeni tarih okul kitapları hakkında Osmanlı egemenlik, Osmanlı var olma, Osmanlı pasajı, kölelik, ...söylemek gerekiyor mu diye... bunun hepsi bir terim ile beş yüzyıla yakın boyunca Osmanlı var olduğunu açıklamak için. Bir yandan normal ve eğer onu sömürmek istersek, daha çok normaldir çünkü hemen bir tane düşman veya size baskı yapan birisi bulunabilir.

 

Herhangi bir kimse, 19 Y Yıldan büyük yazar Ivan Vazov’un en popüler edebiyatımızın parçası “Boyunduruk altında”dan bir geçit söyleyebilir. Boyunduruk altında demek ne isterseniz demek ama mecburen eziyet eden bir şey değil. Böyle olduk bir dönem.

 

Enteresan çünkü 19 Y. Yıl ortasına kadar, çok fazla yazılı bir şey yoktu çünkü her şey çok iyi geçti. Vergiler ödendiği ve padişaha saygı gösterildiği takdirde, söylenecek bir şey. Küçük bir dönemde görevi kötüye kullanmalar, tepkiler ve geri tepkiler oldu, egemen olan bir imparatorluk için normaldir. Bu dönem o kadar kısadır beş Yüz yıllara göre ki gerçekten yoğunluğu azaltmak gerekir ve aynı zamanda mantıklı olmak lazım.

 

Gençler için, zaten o kadar uzak bir şeydir ama ne yazık ki bazen insanlar onu kafasına sokmak dener, özellikle bu zaman gösteriyor... Bir imparatorluğa mensup olduk ve tabi ki her yönde etkiler oldu, özellikle kültür, mimarlık,...

 

Geçen gün şaşırdım Bulgaristan'da güney doğuda küçük bir köye gittiğimde. Orada tüm evler aynıdır, alt bölümü taştan, yukarısı tahtadan yapılmış, bir sinema dekoru gibi o kadar güzeldir. Orada, mesela, Osmanlı zamanından ve neler olduğundan bahsedildi. Orada 1760 yılında yapılmış muhteşem bir kilise var, bu erkendir. Öyle görünüyor ki kiliseler de vardı ve sadece bachi buzuk taraf değildi.

 

Yanındaki köy tümü Müslüman ama kökeni Müslüman Bulgar ve beraber çok iyi anlaşıyorlar. Bir var olan geçmiş mevcut, onu şeytanlaştırmamak gerekir bazen şimdi olaylardan, yeni politikadan dolayı yapmayı deniyorlar ve abartıyorlar... Gerçeğe bakmak lazım ve en sonunda iyi anlaşmakta fayda var sadece iki ülke arasında değil ama insanlar arasında düşünmek lazım.

 

Bu sabah, bir adam ayakkabılarımı boyamak için ısrar etti. Bana sıkıntı veriyor, öyle bir üst ırk gibi hissediyorum ve “Hayır teşekkür ederim” dedim. O zaman bana sordu “Where are you from” ve ona “Bulgaristan” cevap verirken, o kadar büyük bir gülümseme aldım ve bana dedi “Ah komşu !)”. Demek ki, gerçekte, doğal bir yakınlık ülkeler arası var.

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon İstanbul'da

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon İstanbul'da

N.R. : Bugün Bulgaristan'da rolünüz nedir ve, yaratığınız ve başkanlık ettiğiniz parti ile 17 Haziran 2001 yılında yasal seçimleri kazandıktan sonra 2001-2005 arası Başbakan oldunuz, 2009 yılında politika sahnesinden çekildiniz, ülkenizde yeni bir politik rol oynamayı düşünüyor musunuz ?

 

II. Simeon Bulgaristan Kralı : Hayır öncelikle çünkü zamanı değil, ikincisi çünkü faydası yok ve ayrıca da yaşımı düşünmek lazım. Kasım ayında başkanlık seçimleri olacak. Geçen sene, bana dediler “Evet, yapmalısınız !” “Yaşımı düşünün” cevapladım ve bana dediler “Evet, ama bakın Adenauer ya da başkaları”. Ama istisna örnekleri bana aktardılar.”

 

Sadece bir isteğim var, emekli olmak, torunlarımı daha çok görmek, daha çok okumak. Ama işte, bana sürekli talep geliyor, gittikçe benim asıl mesleğim ve başlangıçta olan rolümde, hâlbuki bir zamanlar kötü Başbakan oldum. O kadar ziyaretçi yurtdışından geliyor ve beni görmeyi istiyorlar. Bugün başka bir roldür ama bilmiyorum hangisine benzitilebilir. İnsanlar onlara dediklerimize güveniyorlar, bizim düşüncelerimizi duymak istiyorlar, belki çünkü yaşlı ve daha usluyuz.

 

Tüm sebepler mümkündür ve maalesef çok ve çok fazla meşgulüm, farkındayım. Eşim ve çocuklarım bana çok defa ihtar yapıyorlar “Ama henüz bitmedi mi, bir defa hayır diyemez misin ve biraz seçemez misin ?” ama çok zor. Aynı tarzda devam edebilirim çünkü sizin meslektaş arkadaşlarınız ile görüyorum politika soruları için, benim canlı belleğim iki döenmi kapsıyor, komünizm öncesi ve sonra ve demokratik çağ, aynı tarzda bir köprüyü andırır.

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon ve eşi Kraliçe Margarita

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon ve eşi Kraliçe Margarita

N.R. : Şu anki Bulgar tarih kitapları krallık zamanı ve Bulgar krallarını yenide anıyorlar mı çünkü komünizm zamanında, bu bilgiler iptal edildi ?


 

II. Simeon Bulgaristan Kralı : Bu konu hassastır, bazen karmaşığı var, o kadar korkunç şeyler krallık zamanı hakkında söylemek mecbur edildi, bir otokrasi olduğu, vs,.. monarşi öyle bir şey ki nasıl konuşmak gerekir bilinmiyor, birinci, ikinci ve üçüncü krallıktan. Komünizm zamanında, “Birinci, İkinci Devlet” formül kullanıldı ve bugüne kadar, bazen insanlar henüz “Üçüncü krallık” diyemiyorlar, beni sinirlendirmek için ya da kültür yokluğundan değil ama çünkü bilinçaltıdır. Bununla birlikte, çok konferanslarda görüyorum, durumlar gelişiyor. Geçen gün, üniversitenin yıl başlangıcındaydım; iki profesör konuşmaya başladı ve krallık hakkında bir şey dediler bana hitap ederek. Belki bu bir kanıttır ki yavaş yavaş normal terminoloji'ye dönüyoruz daha az cumhuriyetçi olmadan.


 

Aynı tarzda kuşaklar farklı düşünmek ve davranmak mecbur oldular. İnsanlar bazen unutmaya yöneliyorlar yaşamı daha zorlaştırmamak için, fazla düşünmemek ve o zaman moda olan şeyler alıyorlar, base word ancak neden, nasıl, ne düşünmeden? Ama tarih kitaplarında, şu anda, hâlâ Üçüncü Devletten bahsediyorlar ve benden orada, Başbakan Saxe Cobourg (onun orijinal ismi Siméon Borissov de Saxe-Cobourg-Gotha yada Sakskobourggotski). Gazetelerde, sık sık kral denir ve de Bey Saxe-Cobourg yeniden, böylece Cumhuriyeti ele vermiyorlar gibi.”

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon Yapı Kredi yayınların oditorium'da

Bulgaristan'ın son Kralı II. Simeon Yapı Kredi yayınların oditorium'da

Saadet Özen tarafından Fransızcadan Türkçeye çevrildi ve Bulgaristan'ın II. Simeon anıları çıkışı için, Yapı Kredi yayınları Oditoryumu cuma 6 Ekim 2016 tarihinde yaklaşımı kolay ve nefis sevimli olan bu çok özel kadere sahip adamla bir buluşma, organize etti.

 

Fener Rum Patrik Bartolomeos 1. ve Monseniör François Yakan, Türkiye asiro-keldani patriarkal naipi katıldılar.

Fener Rum Patrik Bartolomeos 1. buluşması katıldı

Fener Rum Patrik Bartolomeos 1. buluşması katıldı

Kralla tanıştırmak ve onunla bir konuşma yapma misyonu çok değerli Pr. Dr. İlber Ortaylı’nın oldu o kadar özel kaderi olan adamın çok küçük bir bölümünü tanıtmak ile görevliydi.

Pr. Dr İlber Ortaylı ile Bulgaristan Kralı II. Simeon
Pr. Dr İlber Ortaylı ile Bulgaristan Kralı II. Simeon

Pr. Dr İlber Ortaylı ile Bulgaristan Kralı II. Simeon

Bu karşılıklı ve herkesten birkaç sorularının cevaplama dönemi bittikten sonra, II Simeon seve seve vakfetmeler seansı yaptı ve ona yaklaşmaya istediğini insanlarla konuştu.

 

Buraya tıklayarak, fransızca versiyonu okuyabilirsiniz.

Partager cet article
Repost0

commentaires